Manisa’nın Soma ilçesinde geçen yıl 13 Mayıs’ta, 301 işçinin maden faciasında hayatlarını kaybetmesi üzerine Çağdaş Hukukçular Derneği üyesi bir grup avukat, 17 Mayıs’ta ilçeye gitmişleridi. Polisler tarafımdan takip edilen avukatlar, dövülerek gözaltına alındı. Kendisi de Somalı ve bir madencinin torunu olan Soma Linyit Anadolu Lisesi Beden Eğitimi Öğretmeni Ayşegül Ersoy, bu arbedenin ortasında kalan 12 yaşlarındaki bir çocuğu kurtarmak istedi. Polislere “Bırakın onu” diye seslendi. Ancak bunun üzerine çocuğu bırakan polisler, Ersoy’u tartaklayarak gözaltına aldı. Ersoy ve ÇHD’liler Ersoyun Öğretmenlik yaptığı Okulun spor salonuna götürüldü ve aynı gün akşam üzeri savcılığa bile sevk edilmeden serbest bırakıldılar. Fakat Manisa İl Milli Eğitim Müdürlüğü, Ayşegül Ersoy hakkında “memura direnme ve kamu malına zarar”dan soruşturma başlattı. Soruşturma sonunda Ersoy, “toplulukla hareket edip polise mukavemet ettiği” gerekçesiyle Devlet Memurları Kanunu’nun gerekli maddesi gereğince kınama cezasına çarptırıldı.
Kınama cezasının ardından Ayşegül Ersoy, Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından “devlet memurunun itibar ve güven duygusunu sarsacak nitelikte davranışlarda bulunduğu gerekçesiyle” Kırkağaç Şair Eşref Ortaokulu’na sürgün edildi. Kararın kendisine tebliğ edilmesi üzerine Ersoy, Manisa 2’nci İdare Mahkemesi’nde, yürütmenin durdurulması ve kararın iptali istemiyle dava açtı. Mahkeme, Manisa İl Milli Eğitim Müdürlüğü müfettişlerinin yaptığı incelemeyi de dikkate alarak Ersoy’u haklı buldu. 3 Eylül’de kararını veren Mahkeme, yürütmenin durdurulması ve tayinin iptaline karar verdi.
Haksızlıklara karşı Mücadele edip kazanan Öğretmen Ayşegül Ersoy’u daha yakından tanımak istedik. Bizi kabul ettiği için teşekkür ediyorum.
Öncelikle Kendinizi tanıtabilir misiniz?
36 yıllık Beden Eğitimi Öğretmeniyim 30 yıldır Soma’da Öğretmenlik yapıyorum. Soma’da doğdum büyüdüm ve işçi torunuyum. Dedem madenin ilk işçilerindendi ve işte bu yüzden Soma’ya işçi sorunlarına duyarlıyım. Özelleştirme ve taşeronlaşmaya karşı yıllardır mücadele sürdürüyorum bu nedenle 1996 yılında da sürülmüştüm. Özelleştirmeye karşı yapılan büyük bir mitingte sunuculuk yapmıştım. O zaman ki suçum işçilerle birlikte olduğum için “Öğretmenliğe halel getirmek” ve yine Devlete karşı kitleyi galeyana getirmek, suçlandığım nedenlerdendi ilk sürgünüm.
Öncelikle Kendinizi tanıtabilir misiniz?
36 yıllık Beden Eğitimi Öğretmeniyim 30 yıldır Soma’da Öğretmenlik yapıyorum. Soma’da doğdum büyüdüm ve işçi torunuyum. Dedem madenin ilk işçilerindendi ve işte bu yüzden Soma’ya işçi sorunlarına duyarlıyım. Özelleştirme ve taşeronlaşmaya karşı yıllardır mücadele sürdürüyorum bu nedenle 1996 yılında da sürülmüştüm. Özelleştirmeye karşı yapılan büyük bir mitingte sunuculuk yapmıştım. O zaman ki suçum işçilerle birlikte olduğum için “Öğretmenliğe halel getirmek” ve yine Devlete karşı kitleyi galeyana getirmek, suçlandığım nedenlerdendi ilk sürgünüm.
“Bırakın onu diye bağırdığımda beni aldılar!”
17 Mayıs günü tam olarak neler yaşandı ve Gözaltı sürecinde nasıl bir muameleyle karşılaştınız?
13 Mayıs “katliamı” ve sonrasında Hastahane ile Maden arasında sürekli koşturdum. Aynı zamanda Soma Eğitim-Sen ilçe temsilciliğinde Sendika yöneticisiydim. 17 Mayıs’ta binamızın önünde Avukat arkadaşlar ve diğer illerden yardım için gelen arkadaşlarla sigara ve çay içiyorduk. Poliste orda sürekli GBT yapıyordu. O arada bi Avukat arkadaşa kimlik sordu, oda Avukatım der demez yaka paça onu tartaklayarak arabaya attılar. Orda bulunanlar yapmayın derken polislerin sayısı giderek arrtı ve orda bulunan herkesi darp ederek gözaltına almaya başladılar.
Bende ordaydım o arada 12 yaşlarında bir çocuğu aldıklarını görünce “bırakın onu” diye bağırdım. Onun üzerine çocuğu bırakıp beni tartaklayarak, darp ederek ters kelepçe “şeytan bağı” ile arabaya attılar.
Gözaltına alındıktan sonra arabalarla benim öğrermenlik yaptığım Okulun yani “benim ders yaptığım spor salonuna” götürüldük. Orda ters kelepçe devam etti, çözün diye bağırdığımız halde çözmediler.
Bizi arabaya attıklarında da gaz atmışları içeriye öksürerek salona gittik. Bazı arkadaşların ağzı burnu dağılmıştı. Avukarlardan Selçuk Kozaağaçlı’nın kolunda kırık vardı. Salonda 36 kişiydik kelepçeleri sonradan başka yerde gözaltına alınıp getirilen bi arkadaş açtı. Tuvalete bile gitmemize izin vermiyorlardı. Milletvekillerinden Özgür Özel ve Aykut Erdoğdu beni iki kez tuvalete götürmek zorunda kaldılar (gülüyor)..
Bende ordaydım o arada 12 yaşlarında bir çocuğu aldıklarını görünce “bırakın onu” diye bağırdım. Onun üzerine çocuğu bırakıp beni tartaklayarak, darp ederek ters kelepçe “şeytan bağı” ile arabaya attılar.
Gözaltına alındıktan sonra arabalarla benim öğrermenlik yaptığım Okulun yani “benim ders yaptığım spor salonuna” götürüldük. Orda ters kelepçe devam etti, çözün diye bağırdığımız halde çözmediler.
Bizi arabaya attıklarında da gaz atmışları içeriye öksürerek salona gittik. Bazı arkadaşların ağzı burnu dağılmıştı. Avukarlardan Selçuk Kozaağaçlı’nın kolunda kırık vardı. Salonda 36 kişiydik kelepçeleri sonradan başka yerde gözaltına alınıp getirilen bi arkadaş açtı. Tuvalete bile gitmemize izin vermiyorlardı. Milletvekillerinden Özgür Özel ve Aykut Erdoğdu beni iki kez tuvalete götürmek zorunda kaldılar (gülüyor)..
Aynı durumla karşılaşsam hiç düşünmeden yine tepki gösteririm
Bırakın onu deyip polisin elinden kurtartığınız çocukla daha sonra görüşme imkanınız oldu mu? Yine aynı böyle bir durumla karşılaşsanız tepkiniz nasıl olur?
Ben lise Öğrermeniyim çocuk mutlaka beni tanıyordur Soma’da tanınan bi öğretmenim ve o çocuk beni tanıdığı için öğretmenim gel diyordu, şu an görsem tanıyamam ama aynı şeyle karşılaşsam yine aynı tepkiyi veririm hiç düşünmeden..
“Direnmem örgütlü gücün desteğiyle oldu.”
Sürgün haberi, yaşanan süreç sizi nasıl etkiledi ve Mahkemeye itiraz,Direnme mücadelenizde ki etken rol neydi?
Sürgün haberi Türkiye’de özellikle sosyal medyada çok ses getirdi, tabi Soma’da arkadaşlar beni tanıyanlar ve öğrencilerim destek oldular. Basında yer alır almaz Türkiye’nin her yerinden destek mesajları aldım. Sendikam Eğitim-Sen’de hep yanımdaydı.
Örgütlü gücün önemini bu olaydan sonra birçok kişi farkına vardı diye düşünüyorum..
Örgütlü gücün önemini bu olaydan sonra birçok kişi farkına vardı diye düşünüyorum..
Direnişiniz karşılık buldu yine Okulunuzdasınız, Öncelikle size yapılan haksızlığa karşı gelip kazandınız Mahkeme sürecinde kazanmayı bekliyor muydunuz, Geri gelmeniz Okul yönetiminin ve öğrencilerinizin tepkileri nasıl oldu?
Daha öncede sürgün edilmiştim ve davayı 11 ay sonra kazanarak geri dönmüştüm. Açıkçası Adalete olan güvenim zayıftı, bu kadar çabuk yürütmenin durdurulmasını beklemiyordum. Bu beni mutlu etti ve bu kazanım bence hem Soma için hemde “umutsuzluk duvarının aşılması” anlamında çok değerli olduğunu düşünüyorum. Bu saldırı benim şahsımdan çok siyasi ve politik olarak haksızlıklara direnen insanları hedef almıştı. Tabi sürgün be ciddi anlamda maddi ve aile içi sorunlar anlamında etkiletecekti. Annem rahatsızdı ve ona olan mesafem artacaktı ama ben hepsinin üatesinden geldim. En ufak bi bezginlim yada umutsuzluk yaşamadım. Kazanmamdan sonra Soma’da basın açıklamaları yapıldı gerek Soma halkında gerekse öğrencilerimde sevinç ve umut yarattı. Okul idaresi de gayet olumlu yaklaştı. Hala tanımadığım insanlar yolda durdurup kutluyorlar ve sevinçlerini belirtiyorlar..
Sizce Türkiye’de Öğretmenlere yeteri kadar önem veriliyor mu?
Türkiye’de eğitime önem verilmiyor ki öğretmene verilsin. Hele 4+4+4 ‘den sonra eğitimde sorunlar giderek büyüyor. Öğretmenler sürekli baskılarla mobing uygulamalara maruz kalıyor..
Türkiye’de eğitime önem verilmiyor ki öğretmene verilsin. Hele 4+4+4 ‘den sonra eğitimde sorunlar giderek büyüyor. Öğretmenler sürekli baskılarla mobing uygulamalara maruz kalıyor..
Son olarak haksızlığa uğrayıp sürgün edilen yüzlerce Öğretmene ışık tutacak bir direniş sergilediniz, onlara ve yeni nesil öğretmenlere mesajınız ve eklemek isteğiniz birşey var mı?
Bu kazanım gerçekten haksızlıklara, adaletsizliğe karşı direnen tüm insanlara küçük de olsa ışık olduğunu düşünüyorum. Direnince ne kadar güzelleştiğimizin farkına varsak.. (gülüyor) Mücadele sürüyor ve sürecek. Ben bu mücadelede gereken yerde olmaya devam edeceğim ve herkesinde bu duyarlılığı gösterdiğinde bu baskı şiddet ve haksızlıkların nasıl yok olacağını göreceğiz…
Bu kazanım gerçekten haksızlıklara, adaletsizliğe karşı direnen tüm insanlara küçük de olsa ışık olduğunu düşünüyorum. Direnince ne kadar güzelleştiğimizin farkına varsak.. (gülüyor) Mücadele sürüyor ve sürecek. Ben bu mücadelede gereken yerde olmaya devam edeceğim ve herkesinde bu duyarlılığı gösterdiğinde bu baskı şiddet ve haksızlıkların nasıl yok olacağını göreceğiz…
Yorumlar
Yorum Gönder