Diş eti kanaması ve ağız bakımının önemi

Diş ve ağız bakımı, rutin sağlık sürecimizden farklı düşünülmemesi gerektiğini belirten Selçuk Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Diş Hekimi Ferhat Danışman, ‘’Kişinin hayat kalitesini ve konforunu doğrudan etkileyen faktördür’’ dedi.


Ağız bakımı ile diş eti hastalıkları arasında güçlü bir bağın olduğunu söyleyen Diş Hekimi Ferhat Danışman, ‘’Kötü ağız hijyenine sahip bir bireyin, periodontal açıdan hastalıklı olma ihtimali yüksektir. Erken tedavi edilmesine rağmen, ileri süreçte operasyon gerektirebilir. Diş etinin çekilmesi, renk değiştirmesi, iltihaplanması ya da kemik erimesine kadar gidebilir’’ diye konuştu.

Diş taşları mutlaka hekim tarafından temizlenmelidir

Diş taşı temizliği, dişlere zarar verebilecek ve tehlikeli bir işlem olmadığını anlatan Dt. Danışman, ‘’Diş taşı temizliği yapıldıktan sonra dişlerde hassasiyet olur, bu durum normaldir. Temizlik sonrası, önceden diş taşı ile örtülü yüzey açığa çıkar ve açığa çıkan bu yüzeyde soğuk ve sıcağa karşı duyarlılık meydana gelir. Duyarlılık kısa bir zamanda geçer. Önemli olan, hastanın dişlerindeki hassasiyet nedeni ile etkin fırçalama ve ağız bakım işlemlerini ihmal etmemesidir’’ kaydetti.
Diş hekimlerinin asıl amacı, hastalara tutarlı ve kalıcı oral hijyen uygulama tekniklerini en etkili ve başarılı şekilde aktarmak olduğunun altını çizen Dt. Danışman, ‘’Bakteriyel plak tabakasının ağız dokularındaki varlığı, neden olabileceği hastalıklar ve nasıl temizlenmesi gerektiği konusunda hastaların eğitiminde kullanılan birçok teknik var. Hastalara, oral hijyen uygulamaları hakkında sadece önerilerde bulunmak yetersiz. Çünkü aslında bu bir alışkanlıktır. Bireye bu alışkanlığı kazandırmak önemlidir’’ dedi.

Sağlıklı diş eti görünümü açık pembe veya mercan pembesidir

Gingivitis diş etinde çok sık görülen ve diş eti hastalığının en basit şekli olduğunu söyleyen Dt. Danışman, diş eti kanamasının başta gelen nedenlerinden biridir. Herkeste görülebilen ve birçok kişinin de bu rahatsızlığa sahip olduğunu fark etmediği bir durumdur. Belirtileri ise; diş etinde oluşan ülserasyonlar, kızarıklık, ödem ve dişeti kanamasıdır. Bunun yanı sıra kalıtsal yatkınlık, kişinin hormonal değişimleri gibi nedenler diş eti iltihabı oluşumunda etkilidir. Diş eti iltihabının tedavisi sadece ilaçlar ile yapılacak bir tedavi değildir ve hekim tarafından mekanik bir müdahale gerektiğini ekledi.

Diş eti hastalıkları toplumun her kesiminde az ya da çok görülmekte

‘’Dişin destek dokularına yayılarak büyük oranda diş kayıplarına sebep olan ve genellikle kronik hastalıklardır. Bu hastalıkların etiyolojisi araştırıldığında asıl etkenin dişlerin etrafında biriken bakteri plağı olduğu ve bunun yanında da yerel ve sistemik etkenlerinde hastalık oluşmasında ortam hazırladığını düşünmekteyiz’’ dedi.

Ağız kokusu kaynağına bakılmaksızın hoş olmayan nefes kokusunu tanımlamak için kullanılan genel bir terim olduğunu ifade eden Danışman şöyle konuştu:
‘’Günümüzde insanların birbirleri ile olan ilişkileri önemli olduğu için gelişmiş ülkelerde ki insanlar bu probleme daha çok dikkat etmektedirler. Ülkemizde birinci basamak diş hekimliği olmadığından, hastalar; ancak diş ağrısı gibi ciddi belirtiler ortaya çıktığında diş hekimine gitmektedirler. Düzenli kontrollere gelen hastalarımız nadir. Ağız kokusu şikayetinin çeşitli nedenleri mevcuttur. Bunlardan bazıları; ağız hijyeninin yetersizliği, tedavi edilmemiş çürükler, ağız içerisinde uzun süre önce yapılmış protezler, sigara kullanımı, ağız kuruluğu, ilerlemiş diş eti hastalıklarının mevcudiyeti ve herhangi bir sindirim sistemi ya da kulak burun boğaz rahatsızlığının olması diye sıralayabiliriz. Ağız kokusunun en fazla ağız içerisindeki yapılar arasında yaklaşık yüzde 50 oranında dilden kaynaklandığı bilinmektedir. Hastalarımıza öncelikli olarak ağız bakımının özellikle de düzenli diş fırçalamanın ne kadar önemli olduğu konusunda bilinçlendiriyoruz. Sigara kullanımının ağız kokusuna sıklıkla sebebiyet vermesi ve hastanın dilinin üst yüzeyinde dil pasının oluşmasından dolayı hastadan sigara kullanımını azaltmasını isteyerek, dil kazıyıcı fırça kullanmasını tavsiye ediyoruz. Ayrıca hastalarımıza  çinko içerikli gargara kullanmasını, bol su içmesini, gastroenterik bir rahatsızlığının olup olmadığından emin oluruz. Dilini ayrıca fırçalamasını ve ağız kuruluğu var ise sakız da çiğnemesini tavsiye ederiz.’’

Yorumlar